„ Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm! Bismillâhirrahmânirrahîm! “.
„ Sığınırım Allâh’a, şeytanın ‘şerrinden’ ki, taşlanmış ‘rahmetinden kovulmuştur’!*
>7:200, 15:34, 16:98<
Allâh adına… Ki, sonsuz şefkatle merhamet edendir; inançlıları esirgeyen, acıyan, bahşedendir! “.
14:1 Elif, Lâm, Râ…* ‘Yâ Muhammed! Kur’ân-ı Kerîm, bir’ Kitap ki, Biz indirdik onu, sana!* İnsanları çıkarman için karanlıklardan ‘İlâhî esaslar bilgisizliğinden’ aydınlığa ‘İlâhî esasları görmeye’ Rablerinin izniyle! Ki, mutlak yüce, eşsiz, benzersiz; yüceltilmeye, övgüye lâyık ‘olanın’ yoluna.
Kur’ân’ın şifresi, anahtarı Hurûf-ı Mukattaa – ÎKRA.vision
>2:2, 7:52, 10:38, 16:102, 17:106, 26:192, 26:193, 26:194, 26:195, 32:2<
14:2 Allâh O ki, Zât’ının dır, ne varsa göklerde ve ne varsa yerde! Ve vay haline ‘hakikat bilgisini’ örtmeye şartlanmışların ki, şiddetli azapla ‘cezalandırılacak olmalarına’!
14:3 O kimseler ki, ‘tercih edip’ severler dünya hayatını âhirete karşı. Ve alıkoyarlar Allâh’ın yolundan* ve ondaki amaçları bir eğrilik ‘bulmaktır’. İşte onlar, uzak ‘geri dönülmez’ bir şaşkınlık içindeler.
>6:123, 7:86, 8:36, 11:19, 14:3, 16:88, 17:16, 34:34, 43:23<
14:4 Ve göndermedik ‘hiçbir’ elçiden ki, toplumunun lisanıyla ‘hakikat bilgisini’, onlara belli etmesi dışında!* Öyleyse şaşırtır Allâh, dilediği ‘müstahik’ kişiyi * ve yönlendirir dilediği ‘rızasına uyan’ kişiyi ‘razı olduğu yola’!* Ve O’dur, mutlak yüce, eşsiz, benzersiz; âdil, hakkı yerine getiren, adaletle hükmeden!
>14:4, 16:103, 19:97, 46:12<
>4:48, 6:88, 7:146, 8:23, 8:51, 9:80, 16:107, 16:108, 40:12, 47:28<
>2:256, 5:16, 7:178, 13:27, 16:9, 18:29, 31:22, 39:41, 57:20, 64:11<
14:5 Ve andolsun ki, gönderdik Mûsâ’yı âyetlerimizle ‘alâmetlerimizle;* dedik ki’: „ Çıkar halkını karanlıklardan ‘İlâhî esaslar bilgisizliğinden’ aydınlığa ‘İlâhî esasları görmeye’! Ve hatırlat onlara, Allâh’ın ‘geçmiş toplumlara getirdiği felaket’ günlerini! “.* Muhakkak ki işte bunda, elbette âyetler ‘alâmetler vardır’, şükredip sabreden her biri için!
>7:107, 7:108, 7:133, 7:160, 7:171, 17:101, 26:63, 28:30<
>2:38, 2:121, 14:4, 16:36, 39:71, 62:2<
14:6 Ve demişti ki Mûsâ, halkına: „ Hatırlayın, Allâh’ın lütfunu üzerlerinizdeki! Sizleri kurtardığı zaman Firavun hanedanından ki, çektiriyorlardı sizlere azabın en kötüsünü. Oğullarınızın boğazını kesiyorlar ve hâtunlarınızı ‘hayâsızca davranarak’ utandırıyorlardı! “. Ve işte bu sınav, Rabbinizdendir ki, ‘çok’ büyüktür!
14:7 Ve o zaman ilân etmişti Rabbiniz ki: „ Mutlaka eğer ‘verilen lütfa’ şükrederseniz, elbette sizlere ‘imkânlarınızı’ artırırım ve mutlaka eğer nankörlük ederseniz, muhakkak ki, azabım şiddetlidir! “.*
>5:64, 7:167, 14:7, 16:61, 17:5, 17:6, 17:7, 17:8<
14:8 Ve dedi ki, Mûsâ: „ Eğer inkâr ederseniz, sizler ve yeryüzündeki kimseler de topluca, ne var ki ‘ziyanı kendinizedir! “.* Şüphesiz ki Allâh, elbette hiçbir şeye muhtaç olmayan, müstağnidir; yüceltilmeye, övgüye lâyıktır!
>2:256, 4:170, 6:104, 7:146, 10:108, 11:120, 17:107, 18:29, 39:41, 90:10<
14:9 Gelmedi mi sizlere havadisi, sizlerden önceki kimselerin? Nûh’un halkı ve Âd (Hûd aleyhisselâm’ın halkı) ve Semûd (Sâlih aleyhisselâm’ın halkı) ve onlardan sonraki kimselerin ki, bilmez onları Allâh dışında ‘kimse’. Geldi onlara elçileri, ayan beyan ‘delillerle’. Fakat reddederek ellerini ‘elçilerin’ ağızlarına ‘uzatıp’ ve dediler ki: „ Doğrusu biz, inkâr ettik onunla gönderildiğiniz şeyi. Ve doğrusu mutlaka şüphe içindeyiz, bizleri ona ‘kulluğa’, davet ettiğin kuşkulu şeyden! “.
14:10 Dediler ki, elçileri: „ Allâh hakkında mı şüphe? Ki, örneksiz, sanat inceliğinde üstün yarattı gökleri ve yeri! ‘Allâhû Teâlâ’ davet ediyor sizleri ki, bağışlamak için sizlerin günahlarınızdan ‘bir kısmını’ ve erteliyor sizleri, adlandırılmış ‘bir’ vadeye. “.* ‘Onlar da’ dediler ki: „ Sizler ise, insanoğlundan başka ‘değilsiniz’, bizler benzeri! Muradınız, alıkoymak bizleri, atalarımızın ‘hizmetle, ibadetle’ kulluk ettikleri şeylerden (edindikleri ilâhlardan)!* Haydi, getirin bizlere apaçık salahiyet! “.*
>3:145, 6:2, 7:34, 11:104, 13:38, 15:4, 15:5, 17:13, 18:49<
>3:151, 4:117, 6:100, 10:18, 23:117, 39:3, 42:21, 46:5<
>6:130, 7:14, 7:15, 7:16, 7:17, 7:18, 7:38, 7:179, 17:63, 17:64, 17:65, 41:28<
14:11 Dediler ki onlara, elçileri: „ Bizler de, insanoğlundan başka ‘değiliz’, sizler benzeri! Ve lâkin Allâh, ‘lâyık görüp’ minnettar kılar üzerine, kullarından dilediği ‘rızasına uyan’ kişiyi.* Ve olamaz bizim delil getirmemiz, olmaksızın Allâh’ın izni! Ve artık Allâh’a itimat etsinler, ‘samimi’ inananlar!
>2:256, 5:16, 7:178, 13:27, 16:9, 18:29, 31:22, 39:41, 57:20, 64:11<
14:12 Ve olmaz Allâh’a itimat etmememiz? Ve yönlendirmişken bizleri, ‘razı olduğu’ yollarımıza. Ve elbette sabrederiz, bizlere ettiğiniz eziyetlere! Ve artık Allâh’a itimat etsinler, itimat edenler! “.
14:13 Ve dedi o kimseler ki, ‘hakikat bilgisini’ örtmeye şartlanmışlardır; elçilerine: „ Sizleri mutlaka çıkarırız yerimizden ‘topraklarımızdan’ veya mutlaka geri dönersiniz milletimize ‘aynı inancı paylaşanlara’! “. Bunun üzerine vahyetti onlara ‘elçilere’ Rableri ki: „ Mutlaka mahvederiz zalimleri!*
>5:25, 6:34, 7:89, 10:88, 12:110, 14:15, 71:24<
14:14 Ve mutlaka iskân ederiz sizleri yeryüzüne onların ardından!* İşte bu, makamımdan korkan ve ‘kıyâmet’ vaadimden korkan kişi içindir! “.
>7:128, 7:129, 7:137, 14:14, 21:105, 24:55, 28:5, 28:6, 44:25, 44:26, 44:27, 44:28<
14:15 ‘Resuller’ zafer istediler; ve heba ‘oldu’ her inatçı zorba.*
>5:25, 6:34, 7:89, 10:88, 12:110, 14:15, 71:24<
14:16 Arkasından da cehennem; ve içirilirler ‘orada’ irinli sudan.
14:17 Yutkunmaya çabalar onu ve neredeyse geçiremez boğazından kolayca onu. Ve gelir ona, ölüm ‘sebepleri’ her yerden ve o, can veremez. Ve arkasından da katı azap.
14:18 Emsali, inkâr eden kimselerin Rablerini; gayretleri kül gibidir ki, dağıtır onu yel, esen bir günde. Erkli değillerdir kazandıkları şeylerden ‘elde etmeye’ bir şey üzerinde.* İşte budur o, uzak ‘geri dönülmez’ sapkınlık.
>2:264, 3:117, 14:18, 18:104, 18:105, 24:39, 25:23<
14:19 Görmez misin Allâh olduğunu ki, oluşumunu yapılandırarak yarattı, gökleri ve yeri hak ile ‘gayeyle’!* Eğer dilerse, sizleri giderir ‘yok eder’ ve getirir yeniden bir oluşumu yapılandırılarak yaratılış!**
>3:191, 30:8, 38:27, 44:38, 44:39, 45:22, 51:56, 75:36<
>6:133, 10:14, 14:19, 35:16<
İnsan neslinin değişimleri – ÎKRA.vision
14:20 Ve değildir işte bu, Allâh’a üstün ‘zor bir şey’!
14:21 Ve ortaya çıktılar Allâh ‘huzuruna’ topluca** (Allâhû Teâlâ’nın gözle görülemeyip ancak âhirette Zât’ının görülebilmesi). O zaman derler ki, zayıflar ‘âcizler’, kibirlenen kimselere: „ Doğrusu bizler, sizlere uyanlardık! Artık giderebilir misiniz bizlerden Allâh’ın azabından bir şeyi? “. ‘Onlarda’ derler ki: „ Eğer Allâh, bizleri ‘razı olduğu yola’ yönlendirseydi, elbette yönlendirirdik sizleri! Eşittir bizlere ki, feryat mı ettik, ya da sabrettik; ‘bundan’ yoktur kaçış! “.
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>6:103, 14:8, 20:108, 39:68, 39:69, 56:61, 56:89, 75:22, 75:23, 75:30, 83:15, 89:22<
14:22 Ve der ki, şeytan, bitirildiğinde emir (kıyâmet hükmü yerine getirildiğinde): „ Muhakkak ki Allâh, vadetti sizlere hakkı ‘İlâhî esasları’! Ve ‘ben de’ vadettim sizlere ‘bugünle karşılaşmayacağınızı’, ama caydım! Ve olmadı benim, üzerlerinizde bir salahiyet, sizleri davet etmemden başka!* Buna rağmen icabet ettiniz bana! Artık kınamayın beni ve kınayın nefsinizi! Olamam ‘bunda’ yardımcınız ve olamazsınız yardımcım! Muhakkak ki inkâr etmiştim ki, beni, ‘Allâhû Teâlâ’ya’ ortak yakıştırmanız ‘gibi’ şeyleri öncesinden! “. Muhakkak ki zalimler, ki onlaradır, elem azap.*
>7:16, 7:17, 7:18, 14:22, 34:20, 34:21, 72:6<
>2:39, 2:81, 2:257, 4:56, 10:27, 13:5, 21:39, 36:63, 39:8, 40:6<
14:23 Ve dâhil edilirler o kimseler ki, ‘samimi’ inananlardır ve gayretleri erdemlidir; has bahçelere ‘cennetlere’ ki, akar onun altından nehirler. Sonsuza ‘dek’ kalıcılardır orada, Rablerinin izniyle. Esenlik dilekleri orada: „ Selâm! “ dır.
14:24 Görmez misin ki, nasıl vurgularla Allâh, emsal verdi: Ki, temiz ‘hoş’ kelâm, temiz ‘hoş’ bir ağaç gibidir, aslı ‘kökü’ sabittir ve dalları göktedir!
14:25 ‘O ağaç’ her daim verir yemişlerini, Rabbinin izniyle. Ve vurgular Allâh, emsallerle insanlara ki, belki hatırda tutarlar!*
>7:52, 7:185, 10:101, 18:109, 23:71, 27:93, 31:27, 41:53, 51:20, 51:21, 51:22, 51:23<
14:26 Ve emsali, kötü kelâmın, kötü bir ağaç gibidir ki, yerin üstünde kökünden koparılmıştır da, yoktur ona istikrar.
14:27 Sabit kılar Allâh, ‘samimi’ inanan kimseleri, sabit sözle, dünya hayatında ve âhirette de. Ve şaşırtır Allâh, zalimleri. Ve Allâh, dilediği şeyi ifa eder!
14:28 Baksana o kimselere ki, Allâh’ın lütfunu ‘hakikat bilgisini’, inkârla değiştirip ve konuşlandırdılar toplumlarını mahvolma diyarına!*
>2:75, 2:159, 5:13, 9:9, 9:10, 14:28, 41:40<
14:29 Ki, cehenneme! Maruz bırakılırlar ona ‘inkârları sebebiyle’.* Ve ne kötü karar kılınan ‘yer’!
>2:39, 2:81, 2:257, 4:56, 10:27, 13:5, 21:39, 36:63, 39:8, 40:6<
14:30 Ve kıldılar Allâh’a denkler ki, şaşırtmak için O’nun yolundan. ‘Yâ Muhammed! Allâh’a ortak yakıştıranlara’, de ki: „ Menfaatlenin! “.* Nihayet muhakkak ki, varışınız ateşedir!
>3:185, 10:58, 17:18, 17:19, 17:20, 25:15, 57:20<
14:31 ‘Yâ Muhammed!’, De ki kullarıma, o kimselere ki, ‘samimi’ inananlardır: „ Uygulasınlar ibadeti ‘namazı’!* Ve bağış yapsınlar onları rızıklandırdığımız şeylerden, sırlarda ve aşikâr! “. ‘Öyle bir’ gün gelmeden önce ki, onda alış-veriş olmaz ve ne de ortaklık.
>2:43, 2:238, 4:103, 11:114, 14:40, 17:78, 17:110, 19:31, 19:55, 20:130, 20:132, 21:73, 22:78, 25:64, 30:17, 30:18, 39:9, 50:39, 51:17, 51:18, 52:49, 73:2, 73:3, 73:4, 76:16<
14:32 Allâh ki, Zât’ı oluşumunu yapılandırarak yarattı, gökleri ve yeri! Ve indirdi gökten su; ki, böylelikle çıkardı onunla mahsullerden rızık, sizlere. Ve riayet ettirdi ‘kullanılabilir kıldı’ sizlere gemileri ki, yüzmesi için denizde O’nun emriyle ‘hükmü ile’. Ve riayet ettirdi ‘kullanılabilir kıldı’ sizlere, nehirleri de.
14:33 Ve ‘Allâhû Teâlâ’, riayet ettirdi ‘hesaplanıp ölçülebilir, kullanılabilir kıldı’ sizlere, güneşi ve ay’ı!* İkisi de (Allâhû Teâlâ’nın onlara öngördüğü doğa yasalarına uyup, yaratılış amaçları gereği) hareket hâlindelerdir. Ve riayet ettirdi ‘hesaplanıp ölçülebilir, kullanılabilir kıldı’ sizlere, geceyi ve gündüzü.
>6:96, 55:5<
14:34 Ve verdi sizlere, O’ndan gereksindiğiniz her tür şeyden! Ve eğer ‘tek tek’ sayarsanız Allâh’ın lütfunu, sayamazsınız onu!* Muhakkak ki insan, elbette zalim, nankördür!*
>7:52, 7:185, 10:101, 18:109, 23:71, 27:93, 31:27, 41:53, 51:20, 51:21, 51:22, 51:23<
>6:63, 6:64, 10:12, 10:22, 10:23, 16:54, 30:33, 31:32, 41:49, 41:50, 41:51<
14:35 Ve demişti ki İbrâhîm: „ Rabbim… Kıl bu beldeyi (Mekke) emniyetli!* Ve kaçındır beni ve oğullarımı da, putlara ‘hizmetle, ibadetle’ kulluk etmemizden!
>2:126, 2:127, 3:96, 3:97, 8:26, 27:91, 28:57, 29:67<
14:36 Rabbim… Muhakkak ki onlar (vesvese veren, insan ve cin şeytanlar), şaşırttılar insanlardan birçoğunu!* Ama kim uyduysa bana, artık o mutlaka bendendir. Ve kim de isyan ettiyse bana, o hâlde şüphesiz ki Sen, fazlalığına bakmaksızın günahları örten, bağışlayansın;* inançlıları esirgeyen, acıyan, bahşedensin!
>2:166, 4:117, 6:100, 10:28, 10:29, 14:36, 16:86, 18:52, 19:82, 21:65, 25:17, 28:63, 29:25, 34:40, 34:41, 35:14, 46:5, 46:6<
>5:39, 15:49, 17:25, 20:82, 25:71, 28:16, 39:53<
14:37 Rabbimiz… Muhakkak ki iskân ettim, soyumdan (oğlu İsmâîl aleyhisselâm ve karısı Hâcer’i) ‘meyve-sebze’ ekinlerine sahip olmayan bir vadiye; Senin hürmetli, yasakların uygulandığı mukaddes Ev’in (Kâbe) yanında!* Ki, Rabbimiz… Uygulamaları için ibadeti!* Artık kıl insanlardan ‘bir kısmına’, meyilli gönüller onlara! Ve onları rızıklandır mahsullerden! Ki, belki şükrederler!
>2:126, 2:127, 3:96, 3:97, 8:26, 27:91, 28:57, 29:67<
>2:43, 2:238, 4:103, 11:114, 14:40, 17:78, 17:110, 19:31, 19:55, 20:130, 20:132, 21:73, 22:78, 25:64, 30:17, 30:18, 39:9, 50:39, 51:17, 51:18, 52:49, 73:2, 73:3, 73:4, 76:16<
14:38 Rabbimiz… Şüphesiz ki Sen, bilirsin sakladığımız şeyi de, açıkladığımız şeyi de! Ve saklı yoktur Allâh’a ‘hiçbir’ şey, yerde ve ne de gökte!*
>2:255, 6:59, 11:123, 13:9, 15:24, 16:19, 67:13, 67:14<
14:39 ‘Esas’ yüceltilme, övgü, ‘sırf’ Allâh’adır! Ki Zât’ı, hibe etti bana, yaşlılık üzerinde İsmâîl ve İshâk’ı! Şüphesiz ki Rabbim, elbette işitmesi devamlı ve her şeyi kapsayan, işittiği duaya icabet edendir!
14:40 Rabbim… Kıl beni uygulayanlardan ibadeti!*; ve zürriyetimi de! Rabbimiz… Ve kabul buyur davetimi ‘duamı’!*
>2:43, 2:238, 4:103, 11:114, 14:40, 17:78, 17:110, 19:31, 19:55, 20:130, 20:132, 21:73, 22:78, 25:64, 30:17, 30:18, 39:9, 50:39, 51:17, 51:18, 52:49, 73:2, 73:3, 73:4, 76:16<
>2:83, 2:183, 3:39, 5:12, 10:87, 14:40, 19:31, 20:14, 21:73, 22:26, 22:27, 22:28, 22:78, 31:17, 42:13<
14:41 Rabbimiz… Bağışla beni ve ebeveynlerimi ve ‘samimi’ inananları, kalkılan gün! “.*
>2:275, 14:41, 40:51, 83:6<
14:42 Ve olduğunu sanmayın ki, Allâh, bihaberdir zalimlerin gayretlerinden. Sadece erteler* onları o güne ‘kıyâmete’ ki, onda, bakışlar teşhis içindedir (olan biteni anlamaya çalışır).***
>2:210, 5:109, 6:57, 6:58, 10:11, 10:50, 10:51, 13:6, 14:42, 15:8, 16:1, 16:33, 16:61, 17:11, 18:58, 18:59, 25:25, 25:26, 35:45, 39:69, 47:18<
>14:42, 14:43, 15:14, 15:15, 21:97, 24:37, 52:44, 52:45, 52:46, 52:47, 54:7, 54:8, 99:1, 99:2, 99:3, 99:4<
Dünyanın sonunun muhtemelen bir Meteorit felaketiyle olacağı – ÎKRA.vision
Dünya yaşamının nasıl sona ereceği, ardından yaşam savaşı verileceği – ÎKRA.vision
14:43 ‘Kıyâmet günü’ hızla gidenler, ‘şaşkınlıktan’ başlarını dikerek ‘göğe’ ki, dönmez kendilerine ‘bile’ bakışları.** Ve yüreklerinde isteklerinden (arzularının esiri yapan tutkular)* ‘eser yoktur’!*
Dünyanın sonunun muhtemelen bir Meteorit felaketiyle olacağı – ÎKRA.vision
Dünya yaşamının nasıl sona ereceği, ardından yaşam savaşı verileceği – ÎKRA.vision
>7:176, 10:58, 14:43, 15:3, 17:18, 17:19, 17:20, 18:28, 20:16, 25:43, 28:50, 38:26, 45:23, 47:14, 47:25, 57:20, 79:40, 79:41<
>14:42, 14:43, 15:14, 15:15, 21:97, 24:37, 52:44, 52:45, 52:46, 52:47, 54:7, 54:8, 99:1, 99:2, 99:3, 99:4<
14:44 ‘Yâ Muhammed!’, Ve uyar insanları ‘kıyâmet’ günü onlara gelen azabı!* Böylelikle der ki, zalim kimseler: „ Rabbimiz… Ertele bizleri yakın ‘bir’ vadeye ki, icabet edelim davetine ve uyalım elçilere! “. Ve yemin etmediniz mi, daha önceleri olmadığına sizlere bir zeval?!
>2:151, 3:164, 3:184, 4:41, 4:166, 6:42, 14:44, 16:44, 16:89, 17:77, 28:47, 62:2<
14:45 Ve iskân oldunuz meskenlere ki, ‘günaha sebebiyet vererek’ benliklerine zulmeden kimselerin. Ve belli oldu ya sizlere, onlara nasıl ifa ettik ‘azabı’. Ve ‘vaziyeti’ vurguladık sizlere emsallerle!
14:46 Ve düzen kurmuşlardı ‘her türlü’ düzenlerle. Ve ‘bilgisi’ Allâh’ın katındadır, kurdukları düzenlerinin. Ve olsa da kurulan düzenleri, yok eden ‘güçte’ onunla, dağları!
14:47 Öyleyse olduğunu sanmayın ki, Allâh, elçilerine ‘olan’ vaadine ters düşer. Şüphesiz ki Allâh, mutlak yüce, eşsiz, benzersizdir; intikam sahibidir!
14:48 O gün yer, değiştirilir başka bir yeryüzüne ve gökler de. Ve ortaya çıktılar Allâh ‘huzuruna’** (Allâhû Teâlâ’nın gözle görülemeyip ancak âhirette Zât’ının görülebilmesi). Ki, tekdir; yegâne kahredicidir!*
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>6:103, 14:8, 20:108, 39:68, 39:69, 56:61, 56:89, 75:22, 75:23, 75:30, 83:15, 89:22<
>40:16<
14:49 Ve görürsün ‘günah’ suçlularını, izin günü (Allâhû Teâlâ’nın izniyle gerçekleşecek kıyâmet günü)* birbirlerine bağlanmış prangalar içinde.
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
14:50 Gömlekleri ‘giysileri’ katrandandır ve bürümüştür yüzlerini ateş.
14:51 Ki, Allâh’ın ödüllendirmesi için, her benliği, kazandığı şeylerle. Şüphesiz ki Allâh, tez, noksansız hesaplayan, saptayandır!
14:52 Bu (İlâhî esaslar), bir tebliğdir insanlara ve uyarılmaları için onunla ‘kıyâmetle’! Ve bilsinler ki, sadece O’dur, tek İlâh! Ve aklı ve gönlü işleyen, derin kavrayış sahiplerinin hatırda tutması içindir!*
>7:52, 7:185, 10:101, 18:109, 23:71, 27:93, 31:27, 41:53, 51:20, 51:21, 51:22, 51:23<