„ Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm! Bismillâhirrahmânirrahîm! “.
„ Sığınırım Allâh’a, şeytanın ‘şerrinden’ ki, taşlanmış ‘rahmetinden kovulmuştur’!*
>7:200, 15:34, 16:98<
Allâh adına… Ki, sonsuz şefkatle merhamet edendir; inançlıları esirgeyen, acıyan, bahşedendir! “.
25:1 Mübârek’tir Zât’ı ki, indirdi gerçeği itibarsızdan ayıran ‘olarak’, kuluna (İlâhî esasları). Olması için cümle âlemlere, ‘kıyâmetle’ uyaran.*
>2:151, 3:164, 3:184, 4:41, 4:166, 6:42, 14:44, 16:44, 16:89, 17:77, 28:47, 62:2<
25:2 O ki, Zât’ının dır saltanat, hükümranlık, göklerde ve yerde! Ve edinmez evlât! Ve olmadı, Zât’ının bir ortağı saltanat, hükümranlıkta! Ve oluşumunu yapılandırarak yarattı her şeyi! Böylelikle kaderlerini belirledi.
25:3 Ve ‘âyetleri inkâr eden kimseler’ edindiler ‘kutsallaştırılan zât’tan, puttan’ ilâhlar; ki, O’ndan ‘Allâhû Teâlâ’dan’ ziyade;* ki, ‘hiçbir’ şey yaratamazlar! Ve onlar ‘kendileri’, yaratılmışlardır!* Ve ehil olmayan kendilerine zararı ‘önlemeye’ ve ne de fayda ‘sağlamaya’. Ve ehil olmayan, öldürmeye ve ne hayata ve ne de ‘yeniden’ dirilişe.
>3:151, 4:117, 6:100, 10:18, 23:117, 39:3, 42:21, 46:5<
>2:166, 4:117, 6:100, 10:28, 10:29, 14:36, 16:86, 18:52, 19:82, 21:65, 25:17, 28:63, 29:25, 34:40, 34:41, 35:14, 46:5, 46:6<
25:4 Ve dediler o kimseleri ki, ‘hakikat bilgisini’ örtmeye şartlanmışlardır: „ Bu ancak uydurmadır ki, onun uydurmasıdır ve yardımcı olmasıyla ona üstlenip, başka bir toplumun da! “. Bu yüzden gelmiş oldular, ‘haksız yere’ zulümle ve çarpıtmayla.
25:5 Ve dediler ki: „ ‘Kur’ân-ı Kerîm’, evvelkilerin masalları ‘gibi, ki önceden’ yazdırdılar onu; böylelikle o ‘Muhammed aleyhisselâm’ın’, üstlendiğidir dikte etmeye, gün erkenken ve gün sonu! “.*
>7:157, 10:16, 25:5, 29:48<
25:6 ‘Yâ Muhammed!’, De ki: „ Onu (Kur’ân-ı Kerîm), indirdi Zât’ı* ki bilir, sırları göklerde ve yerde! “. Şüphesiz ki O, fazlalığına bakmaksızın günahları örten, bağışlıyor olandır;* inançlıları esirgeyen, acıyan, bahşedendir!
>2:2, 7:52, 10:38, 16:102, 17:106, 26:192, 26:193, 26:194, 26:195, 32:2<
>5:39, 15:49, 17:25, 20:82, 25:71, 28:16, 39:53<
25:7 Ve dediler ki ‘hakikati örtmeye şartlanmışlar’: „ Bu nasıl bir elçi ki, yemek yiyor ve pazarlarda yürüyor!* İndirilseydi ya ona ‘Muhammed aleyhisselâm’a’, bir melek, böylelikle olurdu beraberinde uyaran!*
>12:109, 21:8, 21:34, 25:7, 32:11<
>4:153, 6:109, 7:146, 10:97, 14:11, 14:47, 23:71, 29:51<
25:8 Veya bırakılsa ona bir define veya olsa onun bir bahçesi, yediği ondan ‘imkânlarından’! dediler ki, zalimler: „peşine düştüğünüz ise, illâki büyülenmiş ‘bir’ adam!“. “*
>2:77, 9:78, 11:103, 17:47, 21:3, 43:80, 58:7, 58:8<
25:9 ‘Yâ Muhammed!’, Bak nasıl da, vurguladılar sana emsalleri! Ne var ki, ‘hakikati örtmeye şartlandıkları için’ saptılar da, artık mecal edemezler ‘varmaya, Allâh’ın razı olduğu’ yola.*
>11:20, 17:48, 18:101, 41:15, 41:28, 68:43, 89:23, 89:24<
25:10 ‘Yâ Muhammed!’, Mübârek’tir Zât’ı ki, eğer dilerse var eder sana, işte bundan daha hayırlı has bahçeler ‘cennetler’ ki, akar onun altından nehirler. Ve var eder sana, saraylar!
25:11 Yok yalanladılar o saati (kıyâmet).* Ve hazırladık yalanlayan kişi için, ‘cehennemde’ karıştırılan, kızgınlaştırılan çılgın ateş.
>7:53, 10:39, 25:11, 45:32, 50:5<
25:12 Ki gördüğü zaman onları, (7 cehennem kapılarını) uzak bir yerden, duydular onun öfkeli harıltısını.*
>11:106, 21:100, 21:102, 25:12, 67:7<
25:13 Ve atıldıkları zaman oradan daracık bir yere, birbirlerine bağlanmış ‘olarak’ çağırdılar orada yok olmayı.
25:14 Çağırmayın bugün yok olmayı bir ‘kez’ ve çağırın yok olmayı birçok ‘kez’!
25:15 ‘Yâ Muhammed!’, De ki: „ İşte bu mu en hayırlısıdır, yoksa sonsuza ‘dek’ has bahçe ‘cennet’ mi? Ki onunla, ‘günahlardan’ korunanlara vadedilen! “. Ki ‘hak’ oldu onlara, ödül ve varış!
25:16 Onlaradır, orada ‘cennetlerde’ diledikleri şeyler sonsuza ‘dek’. Ki, Rabbinin üstlenmiş olduğu mesul bir vaattir!*
>19:71, 25:16<
25:17 Ve o gün ‘Allâhû Teâlâ’,* bir araya getirir onları ‘cehennemlikleri’ ve ‘hizmetle, ibadetle’ kulluk ettikleri şeyleri (edindikleri ilâhları); ki, Allâh’tan ziyade. Artık der ki: „ Siz mi saptırdınız kullarımı, yoksa onlar mı saptılar yoldan? “.*
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>3:151, 4:117, 6:100, 10:18, 23:117, 39:3, 42:21, 46:5<
25:18 Dediler ki: „ Noksanlık, kusur, âcizlikten ötesin! Olması imkânsız bizlere ki, himayeciler edinmemiz, Senden ziyade! Ve lâkin menfaatlendirdin onları ve atalarını da, ta ki, unuttular ‘bu günlerine kavuşmayı’ hatırda tutmayı! “. Ve oldular verimsiz bir toplum.*
>2:166, 4:117, 6:100, 10:28, 10:29, 14:36, 16:86, 18:52, 19:82, 21:65, 25:17, 28:63, 29:25, 34:40, 34:41, 35:14, 46:5, 46:6<
25:19 O zaman yalanlamışlardı sizleri ki, söylediğiniz şeyleri. Artık mecal edemezsiniz ‘azabı’ savuşturmaya ve ne de yardım ‘almaya’. Ve kim ‘ilâhlar ortaklar edinerek, kendisine’ zulmederse içinizden, tattırırız ona büyük bir azap!
25:20 Ve göndermedik senden önce de elçilerden, ‘olması’ dışında ki, muhakkak ki onlar da, elbette yemek yiyor ve pazarlarda yürüyorlardı*. Ve kıldık bazılarınızı bazılarına sınanma ‘vesilesi’ ki, sabreder misiniz?* Ve Rabbin, her hâliyle görüyor olandır!
>2:151, 3:164, 3:184, 4:41, 4:166, 6:42, 14:44, 16:44, 16:89, 17:77, 28:47, 62:2<
>8:25, 9:126, 21:35, 29:2<
25:21 Ve derler o kimseler ki, ummazlar buluşmayı Bizimle: „ İndirilseydi ya huzurumuza melekler! Veya görsek Rabbimizi! “.* Andolsun ki, kibirlendiler ‘kendi’ benlikleri içinde ve başkaldırdılar büyük bir taşkınlıkla.
>4:153, 6:109, 7:146, 10:97, 14:11, 14:47, 23:71, 29:51<
25:22 O gün görürler melekleri ki, müjde yoktur izin günü (Allâhû Teâlâ’nın izniyle gerçekleşecek kıyâmet günü)* ‘günah’ suçlularına. Ve (onlar için, melekler) diyorlar ki: „ Engellenerek ‘karışmaları’ önlenmiştir! “.*
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>23:99, 23:100, 25:22, 55:20<
25:23 Ve ‘üzerine’ vardık, gayretle yaptıkları şeylere.* Öyle ki, kıldık onu dağılmış toz.*
>7:131, 17:13, 25:23, 27:47, 36:18, 36:19, 52:3<
>2:264, 3:117, 14:18, 18:104, 18:105, 24:39, 25:23<
25:24 Has bahçe ‘cennet’ sahabesine, izin günü (Allâhû Teâlâ’nın izniyle gerçekleşecek kıyâmet günü)* en hayırlısı ‘vardır’; ki, karar kılınan ‘yer’ ve en iyi istirahat.
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
25:25 O gün parçalanır gök bulutlarla. Ve indirilir melekler peyderpey ‘bir’ indirişle. (Mesele kapandı, peygambere ihtiyaç kalmaz, işleri Allâhû Teâlâ’ya kaldı).*
>2:210, 5:109, 6:57, 6:58, 10:11, 10:50, 10:51, 13:6, 14:42, 15:8, 16:1, 16:33, 16:61, 17:11, 18:58, 18:59, 25:25, 25:26, 35:45, 39:69, 47:18<
25:26 Saltanat, hükümranlık, izin günü (Allâhû Teâlâ’nın izniyle gerçekleşecek kıyâmet günü)* gerçektir, sonsuz şefkatle merhamet eden için.* Ve o gün, ‘hakikat bilgisini’ örtmeye şartlanmışlara zor olur.
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>9:109, 9:110, 10:19<
25:27 Ve o gün* zalim, ‘pişmanlıktan’ ısırır ellerini, der ki: „ Yâ, keşke edinseydim elçiyle beraber ‘bir’ yol!*
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>6:27, 25:26, 25:27, 25:28, 33:66, 33:67, 33:68, 43:36, 43:37, 89:23, 89:24<
25:28 Yâ, eyvahlar olsun! Keşke edinmeseydim filancayı dost!
25:29 Andolsun ki, daha da saptırdı beni ‘hakikat bilgisi’ hatırlatan (İlâhî esaslardan) ki, gelmesinin ardından bana! “. Ve şeytan, insanı hayal kırıklığına uğratan olur.
25:30 Ve dedi ki elçi ‘Muhammed aleyhisselâm’: „ Yâ Rabbim… Muhakkak ki halkım, ‘huy’ edindiler bu Kur’ân’ı terk edilmiş ‘saymayı’! “.
25:31 Ve işte bunun gibi, kıldık bildiricilerin (peygamber) hepsine ‘düşmanlığına müsaade ederek, günah’ suçlularından düşman.* Ve kâfidir Rabbin, yönlendirici ve yardımcı ‘olarak’!
>6:123, 17:16, 25:30, 34:34, 43:23<
25:32 Ve dedi o kimseler ki, ‘hakikat bilgisini’ örtmeye şartlanmışlardır: „ İndirileydi ya ona ‘Muhammed aleyhisselâm’a’, Kur’ân, topyekûn bir ‘defada’! “. İşte bu, sabitlememiz için gönlünü ‘idrak kuvvelerini’, onunla! Ve seslendirdik onu, ‘nağmeleri’ yerli yerinde.*
>2:2, 7:52, 10:38, 16:102, 17:106, 26:192, 26:193, 26:194, 26:195, 32:2<
25:33 ‘Yâ Muhammed!’, Ve sana getirmediler misaller ki, gelmiş olmayalım gerçek (İlâhî esaslarla) ve en iyi yorumla!*
>7:52, 7:185, 10:101, 18:109, 23:71, 27:93, 31:27, 41:53, 51:20, 51:21, 51:22, 51:23<
25:34 O kimseler ki, ‘hakikat bilgisini örtmeye şartlanmışlar’, bir araya getirilirler yüzüstü cehenneme. İşte onlar ki, konumu şerli ve daha da sapanlardır yoldan.
25:35 Ve andolsun ki, verdik Mûsâ’ya kitap (Tevrât). Ve kıldık onunla beraber ağabeyi Hârûn’u görevli.
25:36 Bunun üzerine dedik ki: „ Git, o toplumdaki kimselere ki, yalanladılar âyetlerimizi! “.* Böylelikle harap ettik onları ‘kendini değiştirmeyen şehir halkını’, darmadağın ederek.*
>2:6, 6:12, 6:109, 6:110, 6:111, 7:146, 8:55, 10:39, 10:40, 10:96, 10:97, 17:10, 26:201<
>6:42, 6:43, 6:44, 6:45, 7:95, 7:96, 7:97, 7:98, 11:117, 15:4, 19:74, 19:75, 21:6, 23:64, 23:76<
25:37 Ve Nûh halkı, yalanladıklarında ‘önceki’ elçileri de, ‘suda’ boğduk onları.* Ve kıldık onları âyet ‘hadise’, insanlara. Ve hazırladık zalimlere, elem azap.*
Hz. Nûh aleyhisselâm’ın halkının inkârı ve yok edilmeleri – ÎKRA.vision
>2:39, 2:81, 2:257, 4:56, 10:27, 13:5, 21:39, 36:63, 39:8, 40:6<
25:38 Ve Âd (Hûd aleyhisselâm’ın halkı) ve Semûd (Sâlih aleyhisselâm’ın halkı) ve Ress (Şuayb aleyhisselâm’ın halkı) ve ‘uyarılan inkârcı’ uygarlıklara ki, işte bunların arasında birçoğuna.*
>6:42, 6:43, 6:44, 6:45, 7:95, 7:96, 7:97, 7:98, 11:117, 15:4, 19:74, 19:75, 21:6, 23:64, 23:76<
25:39 Ve her birine vurguladık onun, emsalleri. Ve hepsini dumura uğrattık onu ‘kendini değiştirmeyen şehir halkını’, tüketerek.*
>6:42, 6:43, 6:44, 6:45, 7:95, 7:96, 7:97, 7:98, 11:117, 15:4, 19:74, 19:75, 21:6, 23:64, 23:76<
25:40 Ve andolsun ki, vardılar memlekete ki o, bet ‘taş’ yağmuru yağdırılan.* Hâlâ görmüyorlar mı onu? Ki yok, ‘yeniden’ dirilişi ummaz oldular!*
>7:84, 25:40, 26:173, 27:58<
>7:57, 10:45, 17:52, 20:102, 20:103, 20:104, 23:112, 23:113, 23:114, 23:115, 30:55, 30:56, 46:35, 79:46<
25:41 ‘Yâ Muhammed!’, Ve gördükleri zaman seni, illâki alay konusu edinerek seni, ‘derler ki’: „ Bu mu ki o, harekete geçirdiği elçi, Allâh’ın?!
25:42 Neredeyse elbette şaşırtıyordu bizleri ilâhlarımızdan ki, olmasaydı sabretmemiz ona! “. Ve kesinlikle bilecekler* gördükleri esnada azabı ki, kimin daha da saptığını yoldan!*
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
>6:144, 14:30, 22:9, 25:42, 31:6<
25:43 ‘Yâ Muhammed!’, Bakar mısın ilâhı edinen kişiyi ki, isteklerini (arzularının esiri yapan tutkular)?!* Fakat sen, olabilir misin ona, ‘savunan’ yetkili?
>7:176, 10:58, 14:43, 15:3, 17:18, 17:19, 17:20, 18:28, 20:16, 25:43, 28:50, 38:26, 45:23, 47:14, 47:25, 57:20, 79:40, 79:41<
25:44 ‘Yâ Muhammed!’, Yoksa olduğunu mu sandın onların birçoğu, ‘İlâhî esasları’ duyarlar veya ‘anlayıp’ akıl ederler?!* Ki onlar, ancak ‘iç güdüyle hareken eden sürü’ hayvanları gibilerdir; yok daha da sapanlardır yoldan.
>2:171, 3:108, 6:104, 7:101, 7:179, 8:22, 8:23, 10:100, 13:19, 17:72, 17:97, 21:45, 22:46, 25:44, 40:35, 64:11, 67:10<
25:45 Görmez misin ki, Rabbin nasıl uzattı gölgeyi? Ve eğer dileseydi, elbette kılardı onu sakin.* Sonra kıldık güneşi ona delil.
Devamlı karanlık veya aydınlık olan gezegenler – ÎKRA.vision
25:46 Sonra da ele geçirdik onu ‘güneşi’,* Kendimize ‘doğru’ kolayca elde ederek.
The helical model – our solar system is a vortex (youtube.com)
25:47 Ve O’dur ki Zât’ı, var etti sizlere geceyi, örtü ve uykuyu dinlenme. Ve var etti gündüzü, ‘yeniden’ dirilişe.
25:48 Ve O’dur ki Zât’ı, gönderdi rüzgârları müjdeleyici; önlerinden bahşetmesi, bağışlaması, merhametle esirgemesinin (yağmurun). Ve indirdik gökten su; ki, tertemizdir.
25:49 Yaşatmamız için onunla ölü şehri. İçiririz onunla, oluşumu yapılandırılarak yaratılan şeylerden; hayvan ve insanlardan birçoğunu da.
25:50 Ve andolsun ki, sarf ettik onu ‘Kur’ân’da, insanlar’ arasında ‘tüm misalleri’ ki, hatırda tutsunlar!* Buna rağmen karşı çıktı insanların birçoğu, illâda nankörlükte.*
>7:52, 7:185, 10:101, 18:109, 23:71, 27:93, 31:27, 41:53, 51:20, 51:21, 51:22, 51:23<
>4:153, 6:109, 7:146, 10:97, 14:11, 14:47, 23:71, 29:51<
25:51 Ve eğer dileseydik elbette, harekete geçirirdik her memlekete ‘kıyâmetle’ uyaran.
25:52 ‘Yâ Muhammed!’, Artık itaat etme ‘hakikat bilgisini’ örtmeye şartlanmışlara! Ve cihâd (kararlılıkla İslâm’ı yaşama mücâdelesi) et onlarla! Ki o, ‘Kur’ân-ı Kerîm âyetleriyle’ büyük bir cihâd et!
25:53 Ve O’dur ki Zât’ı, salıverdi iki denizi. Bu ‘biri’ lezzetli, tatlı ve bu ‘biri de’ tuzlu, acıdır. Var etti bunların arasında berzah ve engellenerek ‘karışmaları’ önlenmiştir.
25:54 Ve O’dur ki Zât’ı, oluşumunu yapılandırarak yarattı insanoğlunu sudan.* Böylece kıldı ona sülale ve hısımlık. Ve Rabbin, irade ettiğini, icraya kudretli olandır!
>21:30, 25:54, 31:10, 41:11, 79:27, 79:28, 79:29, 79:30<
25:55 Ve ‘hizmetle, ibadetle’ kulluk ederler (edindikleri ilâhlara); ki, Allâh’tan ziyade!* ‘O’ şeyler ki, ne zarar verir onlara ve ne de fayda sağlar onlara! Ve nankör ‘insan’, rab edindiğine dayanışan oldu!*
>3:151, 4:117, 6:100, 10:18, 23:117, 39:3, 42:21, 46:5<
>17:11, 17:67, 17:100, 18:54, 25:55<
25:56 ‘Yâ Muhammed!’, Ve göndermedik seni, ‘olman’ dışında ki, ‘cennetle’ müjdeleyici ve ‘kıyâmetle’ uyaran!*
>2:151, 3:164, 3:184, 4:41, 4:166, 6:42, 14:44, 16:44, 16:89, 17:77, 28:47, 62:2<
25:57 ‘Yâ Muhammed!’, De ki: „ Sual etmiyorum sizlerden ‘tebliğime’ karşı bir ücret! Ki, kişinin dilemesi dışında, Rabbinin yolunu ‘rızasını’ edinmek! “.
25:58 Ve itimat et evvelî ve ebedî diriye! Ki Zât’ı, ölümsüzdür. Ve noksanlık, kusur, âcizlikten öte say; yücelterek överek O’nu! Ve kâfidir ki O, kullarının suçlarından haberdar, üstün bilgi sahibi ‘olarak’!
25:59 Ki Zât’ı, oluşumunu yapılandırarak yarattı, gökleri ve yeri ve bunların arasındaki şeyleri altı günde!* Sonra teşrif etti Arş’a (cennet ve cehennemi de içinde barındıran, zamansız, mekânsız, evrenin yönetmeliğine), sonsuz şefkatle merhamet eden. Bu yüzden sual et onun ‘idraki için’, haberdar, üstün bilgi sahibine!*
„2 gün / 4 gün / 6 gün“ – ÎKRA.vision
>1:4, 2:186, 3:195, 8:9, 21:112<
25:60 (Secde âyeti!)* Ve denildiği zaman onlara (inkâr edenlere): „ Secde edin sonsuz şefkatle merhamet edene! “. Derler ki: „ Ve sonsuz şefkatle merhamet edene de mi secde edelim? Ki, tembihledin ‘diye’ bizleri! “. Ve artırdı ‘bu açıklamalar’ onlara, nefreti.*
>7:206, 13:15, 16:49, 17:107, 19:58, 22:18, 22:77, 25:60, 38:24, 41:37, 53:62, 84:21, 96:19<
>4:153, 6:109, 7:146, 10:97, 14:11, 14:47, 23:71, 29:51<
25:61 Mübârek’tir Zât’ı ki, var etti gökte yıldız kümeleri. Ve var etti orada ‘bir’ çırağ ve ‘bir’ ay ki, aydınlatıcı.
25:62 Ve O’dur ki Zât’ı, var etti geceyi ve gündüzü ardı ardına ki, murad eden kişi için ‘Allâhû Teâlâ’yı’ yâd etmeyi veya muradı şükretmek ‘olanı’.
25:63 Ve ‘alçak gönüllü’ kulları sonsuz şefkatle merhamet edenin ki, onlar yürürler yeryüzünde tevazu ile. Ve ‘sataşıp’ hitap ettikleri zaman onlara cahiller, derler ki: „ Selâm! “.*
>2:67, 6:35, 6:111, 7:199, 11:46, 12:33, 28:55<
25:64 Ve onlar, geçirirler geceyi Rableri için yere kapanarak ve ‘huzurunda’ dikilerek (isteğe bağlı gece namazı).
25:65 Ve onlar, diyorlar ki: „ Rabbimiz… Savuştur bizden cehennem azabını! Muhakkak ki, onun azabı, cefa edicidir!
25:66 Muhakkak ki, kötü ‘bir’ karar kılınan ‘yer’ ve ikâmettir! “.
>2:39, 2:81, 2:257, 4:56, 10:27, 13:5, 21:39, 36:63, 39:8, 40:6<
25:67 Ve onlar, bağış yaptıkları zaman israf ‘aşırılık’ etmezler ve cimrilikte etmezler; işte bunların arasında bir denge olur.
25:68 Ve onlar, davet ‘dua’ etmezler Allâh ile beraber diğerlerine ilâh ‘diye’! Ve öldürmezler ‘hiçbir’ canı ‘sebepsiz yere’ ki onu, Allâh haram ‘caiz olmaz’ kıldığı; ki, müstesnadır haklı olmak!* Ve zina yapmazlar. Ve kim, ifa ederse işte bunu ‘yasaklananı’, günah işler.
>6:151, 17:31, 17:33, 25:68<
25:69 Defalarcadır ona azap, kıyâmet günü.* Ve kalıcıdır orada aşağılanarak.
>1:3, 7:8, 11:103, 11:104, 11:105, 14:48, 20:108, 24:24, 24:25, 75:30, 82:19<
25:70 Ancak kim, tövbe eder ve ‘samimi’ inanır da ve gayretleri erdemli gayretlerse, o hâlde işte onlara, değiştirir Allâh, kötülüklerini iyiliklerle. Ve Allâh, fazlalığına bakmaksızın günahları örten, bağışlıyor olandır;* inançlıları esirgeyen, acıyan, bahşedendir!
>5:39, 15:49, 17:25, 20:82, 25:71, 28:16, 39:53<
25:71 Ve kim, tövbe eder ve gayretleri erdemlidir; o hâlde şüphesiz ki O, tövbeyi kabul eyler.* Ki Allâh’adır, makbul tövbe.
>5:39, 15:49, 17:25, 20:82, 25:71, 28:16, 39:53<
25:72 Ve onlar, şahitlik etmezler çarpıtmayla. Ve karşılaştıkları zaman boş sözlerle, geçer giderler ağırbaşlılıkla.
25:73 Ve onlar, hatırlatıldığı zaman Rablerinin âyetleri, düşmezler ‘Allâhû Teâlâ’ya’ karşı, sağırlık ve körlüğe*
>16:16, 17:107, 17:109, 20:3, 25:73<
25:74 Ve onlar, diyorlar ki: „ Rabbimiz… Hibe et bizlere, eşlerimizden ve soyumuzdan göz aydınlığı! Ve eyle bizleri ‘içlerinden, günahlardan’ korunanlara, rehber! “.
25:75 İşte onlar, ödüllendirilir ‘cennetin yüce’ köşküyle ki, sabrettikleri sebebiyle. Ve ulaştırılırlar oraya esenlik ‘dilekleriyle’ ve selâmla.
25:76 Sonsuza ‘dek’ kalıcılardır orada. Ki, ne iyi ‘bir’ karar kılınan ‘yer’ ve ikâmettir.
25:77 ‘Yâ Muhammed!’, De ki: „ Önemsemez sizleri Rabbim, olmazsa davetiniz ‘duanız’! O zaman yalanlamıştınız hakkı ‘İlâhî esasları’, o hâlde ‘âhirette sorgulanma’ kesinlikle kaçınılmazdır! “.*
>6:63, 6:64, 10:12, 10:22, 10:23, 16:54, 30:33, 31:32, 41:49, 41:50, 41:51<